Yönetmen: Martin Rosen
Yapım Yılı:1978


IMBD Puanı:7.7
hand-drawn animasyon
Animasyon film seven -hatta sevmeyen- sinemaseverlere Richard Adams’ın 50 milyon satan 1972 tarihli modern klasikler arasında yer alan romanından uyarlanan bu filmi izlemelerini öneriyorum. Kitabın sıkı hayranı olan ben filmi tam üç kez izledim.
Konu bir tavşan grubunun kâhin tavşan Fiver’in yaşam alanlarının tehlike altında olduğu kehâneti üzerine lider nitelikli tavşan Hazel’in öncülüğünde kendilerine yeni bir yaşam alanı bulmak üzere göç etmelerini ve bu göç süreci içerisinde yaşadıkları maceraları anlatıyor.
Bunlar bildiğiniz tavşanlardan değil, kendi yaradılış hikayeleri, kültürleri, dilleri, sözlü edebiyatları, atasözleri ve mitleri olan tavşanlar.
Tavşan romanı/filmi deyince Grimm kardeşlerin ile Ezop masalları ya da Walt Disney filmleri gibi bir anlatı düşünürseniz yanılırsınız; zira filme konu olan romanı uzmanlar Odesa Destanı, ya da Aenes destanı ile kıyaslıyorlar, destansı unsurlar üzerine inşa edilmiş bir eser bu. Yazarın bölüm başlarına seçtiği epigraflarda destanlar ve tragedyalardan alıntılar bolca yer bulmuş, çoğu karşılaştırmalı mitoloji araştırmacısının iddia ettiği gibi tüm bu söylenceler aslında tek kökten doğmamış mı zaten?
Tavşanların, karşılarına çıkan koloniler gerçek hayattaki toplumlar ile benzeşiyor; refah içerisinde ama kapanlarla çevrili koloniyi Amerika baskıcı general Woundwort’un Efrafa kolonisini bir polis devleti, Hazel’in kolonisini demokratik toplum örneği olarak düşünmek mümkün. Otokrasi – özgürlük, muhakeme-kör inanç, birey -devlet çatışmalarının sergilendiğini de hissedeceksiniz. Yazar hiçbir şey imâ etmediğini bunun bir mesel değil hikâye.. sadece hikâye olduğunu, “kıssa sanıp hisse çıkarmaya” yeltenmemek gerektiğini her fırsatta tekrarlamış olsa da her yapıt gibi bu eser de bir kez yayınlandıktan sonra okuyucu/izleyicisine ait oluyor ve dilediğimizce yorumluyoruz biz de.

Hikâyenin içerisinde korku sahneleri de var; yazara bunun nedeni sorulduğunda; iyi öyküler ilginç olmalıdır ve bu da o öykülerin içerisinde korku unsuru barınmasını kaçınılmaz kılar demiştir.(Hitchcock gibi düşünüyor!)
Filmdeki görsel, kitaptaki sözlü doğa tasvirleri çok güçlü, eserin beni benden alan boyutu da bu.
Tavşanlar kendi aralarında “Lapin Language” adında bir dil kullanıyorlar. Öyküde bu dilin sözcüklerine sıkça yer verilmiş. Örnek mi? hrududu: motorlu araçlar, homba: tilki, hlessi: evsiz tavşan, Frith: Güneş tanrı, Fu-Inle:ay.
Kitap; 1999 ve 2001’de TV’ye uyarlanmış. Bu yılın Ocak ayında BBC, CGI(Computer Generated Graphics) yöntemi ile filmin “remake” inin yapılacağı haberini verdi. Kitap aynı zamanda Lost dizisinin White Rabbit bölümüne Stephen King’in Kara Kule dizisine ilham kaynağı olmuş. Zernell Kardeşler’den David Zellner, kendisiyle “Kumiko Hazine Avcısı” filmi (Bu filmi izlemeniz de öneririm hele Fargo fanatiği iseniz.) ile ilgili yapılan bir söyleşide, filmdeki tavşan Bunzo karakterini yaratırken tamamen Watership Down’dan esinlendiğini söylemişti.
Seslendirme ekibi John Hurt, Nigel Hawthorne and Richard Briers gibi ünlü İngiliz tiyatro oyuncularundan oluşturulmuş. Bu isimlerden bana en tanıdık gelen “Emret Başbakanım” dizisi ile tanıdığım Nigel Hawthrone elbette. Soundtrack “Bright Eyes” çok iyi bir parça olmasının yanısıra filmde müziğin kullanımı takdire şayan.
Hikayenin gerçekleştiği mekanlar İngiltere’deki gerçek yerler. Fiver’in kehâneti öyküde olduğu gibi gerçek hayatta da gerçekleşiyor maalesef. Araziye (Sandleford ) 2000 konut yapılması projesi onaylanmış. Sivil toplum kuruluşları mücadele ediyor bu konuda. Hikaye’de Hazel’in söylediği sözü anımsamamak mümkün mü?
“İnsanlar… Bütün dünyayı mahvetmeden durmayacaklar.”
İlk yorum yapan siz olun